İslam dünyası ile Japonya arasında ilk münasebetler, Shogunate devrinin sonlarında başladı. 1868’de başlayan İmparator Meiji devri ile birlikte bu münasebetler hız kazandı. Japonya’nın irtibata geçtiği Müslüman devletlerden birisi de Osmanlı İmparatorluğu oldu. İki devlet arasındaki ilk resmi görüşme, 1887 yılında Japonya Kraliyet Ailesinden Prens Komatsu Akihito’nun İstanbul’a ziyareti ile gerçekleşti. İki yıl sonra, Sultan Hamid’in, bu ülkeye iade-i ziyarette bulunulmasını istemesi üzerine bir heyet tertip edildi. Temmuz 1889’da Ertuğrul Firkateynine binen heyet, Japonya’ya gitmek üzere İstanbul’dan ayrıldı.
Çeşitli ülkeleri ziyaret eden Ertuğrul, biraz gecikmeli olarak Haziran 1890’da Yokohama’ya vardı. Kafile kumandanı Osman Paşa, Sultan Hamid’in gönderdiği mektubu, imtiyaz nişanını ve hediyeleri İmparatora takdim etti. Üç ay boyunca Japonya’da temaslarda bulunan heyet, 15 Eylül’de İstanbul’a dönmek için Yokohama’dan yola çıktı. Fakat Ertuğrul, ertesi gün, Kobe yolu üzerinde iken hava şartlarından dolayı kayalıklara çarparak battı.
Ertuğrul faciası Japon basınında büyük yer buldu. Gazeteler hayatta kalan altmış dokuz denizci için yardım kampanyaları başlattı. Bu, yabancı kazazedeler için Japonya’da tertip edilen ilk kampanya idi. En çok yardım toplayan gazete, toplam 4.248.976 yen ile, ülkenin en büyük gazetelerinden Jiji Shinpo oldu.
Kazazedelerin Hiei ve Kongo adında iki Japon savaş gemisiyle İstanbul’a gönderilmesine karar verildi. Denizciler için toplanan paralar da bu şekilde Osmanlı Hükümetine ulaştırılacaktı. Bu mühim vazife için, Jichi Shinpo’da çalışan Shotaro Noda seçildi. Noda, 1868’de Samurai sınıfına mensup bir ailede doğmuştu. 1886’da okumak için Tokyo’ya gelmiş ve mezun olduktan sonra Jiji Shinpo için çalışmaya başlamıştı.
Noda kazazedelerin toplandığı Kobe’ye geçti ve gemiler 11 Ekim sabahı yola çıktı. 2 Ocak 1891’de İstanbul’a vardılar. 6 Ocak’ta Naval Minister Hasan Paşa ile buluşmak için Bakanlığa gelen Noda’yı görmek için büyük bir kalabalık toplanmıştı. Noda, 88.497 kuruş tutarındaki tüm yardım paralarını, kazazedeler için kurulan yardım cemiyetinin reisi Rıza Hasan Paşa’ya teslim etti. Bu hadise, ertesi gün tüm İstanbul gazetelerinde yer aldı.
Noda İstanbul’da iken gazetesi için makaleler yazmaya devam etti. Bir Japon olarak çok alaka çektiği için, Avrupalı ve mahalli gazetelere röportajlar verdi. Gemiler ayrılacağı zaman Sultan Abdülhamid, Japon bir subayın, hem Türkçe öğrenmesi hem de Osmanlı subaylarına Japonca öğretmesi için İstanbul’da kalmasını talep etti. Bu talep üzerine, bir subay yerine, Gazeteci Noda’nın kalmasına karar verildi. Osmanlı Hükümeti de bunu kabul etti.

Kendisine üçüncü derece imtiyaz madalyası verilen Noda, Harbiye Mektebinden iki subay ve altı talebeye Japonca öğretmeye başladı. Subaylar da ona Türkçe öğretiyordu. Talebeleri Japoncayı çok kısa zamanda öğrendi. Hatta bunlardan Mustafa Asım Efendi, Türkçe-Japonca-Fransızca olarak üç dilli bir lügat hazırladı.
Noda, İstanbul’a gelen, geleceğin başbakanı Kiyoura Keigo için tercümanlık yaptı. Tercümanlık yaptığı vatandaşlarından biri de; Torajiro Yamada idi. Yamada da Japonya’da yardım kampanyası tertip etmiş ve muhtemelen o da toplanan paraları teslim etmek üzere, kendi çabaları ile Nisan ayında İstanbul’a gelmişti. Foreign Minister Sait Paşa ile görüşmek üzere konağına gitmiş ve Paşa’nın bir tercümana ihtiyaç duyması üzerine Noda çağrılmıştı. İkili bu vesileyle tanışmışlardı.
Osmanlı ile Japonya arasında ticari münasebetler kurmaya çalışan Yamada, bir yandan da Japonca derslerinde Noda’ya yardımcı oldu. Ardından Temmuz 1892’de Japonya’ya döndü. Yamada, memleketinde bir yıl kaldıktan sonra tekrar İstanbul’a dönecek ve Pera’da Japon malları satan bir dükkân açacaktı. Yaklaşık on yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğunda kalacak ve 1905’de Rus-Japon Savaşının başlaması üzerine Japonya’ya kesin dönüş yapacaktı.
1891-1892 yılları arasında Harbiye Mektebinde yaklaşık iki yıl ders veren Noda, diğer yandan İslam ve Osmanlı İmparatorluğu tarihi çalıştı. İslamiyet hakkında kitaplar okudu ve bu din hakkında bilgi topladı. Kendisine gösterilen güzel muameleden de müteessir olan Noda, 21 Mayıs 1891’de Müslüman oldu. Abdülhalim adını aldı ve sünnet oldu. Böylece bilinen ilk Müslüman Japon olarak tarihe geçti. Noda’nın müslüman olması İstanbul’da sevinçle karşılandı ve Osmanlı gazetelerinde fotoğrafları basıldı.
Yamada’nın ayrılmasından sonra muhtemelen vatan hasreti çekmeye başlayan Noda, 1892 sonunda Türkiye’den ayrıldı. Avrupa ve ABD üzerinden Tokyo’ya döndü. 5 Şubat 1893’te Sultan Hamid’e bir mektup yazdı ve aldığı Türkçe dersleri için teşekkür etti. Japonya’da gazetecilik mesleğine devam eden Noda, 27 Nisan 1904’de genç yaşta vefat etti.
Kaynak: Daily Sabah
Bir Cevap Yazın